Narsisizm kısaca özseverliktir. Narsistik kişilik bozukluğunun ortaya çıkış sebebi olarak kesin bir bulgu yoktur, erken çocukluk yaşantısı, travmalar, ebeveyn ilgi eksikliği veya fazla ilgisi, genetik yatkınlık ve çevre gibi etkenler ilerleyen yıllarda narsistik kişilik bozukluğuna sebep olabilir.
Narsisizm erken erişkinlik döneminde başlar. Narsisistik kişilikte, kişi sadece kendi içinde olanları gerçek sayar, dış dünyada olayların kendi başlarına gerçek olduklarını kabul etmez. Kişi olayları kendi açısından yararlı ya da tehlikeli oluşuna göre değerlendirir. Kendisini diğer insanlardan üstün görür ve ilgi odağı olmayı severler. Empati yoksunluğu vardır. Başkalarına karşı saygısız ve aşağılayıcı davranırlar aynı zamanda davranışları küstahcadır. Kendilerinin çok özel ve önemli olduklarını düşünürler. Kişisel ilişkilerini kendi çıkarları için kullanırlar, manipülatif davranışlar sergilerler. Her zaman haklı olduklarını düşünürler ve karşı tarafın fikirlerine önem vermezler. Çok beğenilmek isterler. Eleştirildiklerinde veya yenilgiye uğradıklarında aşırı kızgınlık tepkisi gösterirler. Diğer insanların kendilerini kıskandıklarını düşünürler ve genellikle başkalarını kıskanırlar. Her şeyin en iyisini hak ettiklerini düşünürler; arkadaşlık ilişkisi, iş ve ikili ilişkilerinin de özel olduklarını düşünürler. Abartı ön plandadır, kendilerini ve başarılarını abartırlar. Nasıl göründükleri onlar için çok önemlidir. Genellikle neşeli görünürler.
Terapiye kapalıdırlar. Genellikle terapiye geliş nedenleri farklıdır, depresyon, kaygı, panik atak gibi sorunlar için tedaviye başvururlar. Davranışlarını değiştirmede direnç gösterebilirler. Terapiye geldiklerinde, terapistin kendilerini övmesini ve takdir etmesini beklerler bu durumu göremediklerinde terapiyi yarıda bırakabilirler. Tedavide etkinliği kanıtlanmış bir ilaç yoktur, kişilik bozukluklarında sadece belirli semptomları azaltmak için ilaç tedavisi uygulanabilir. Analitik/dinamik yönelimli psikoterapiler narsisistik kişilik bozukluğu için daha faydalı olabilir, zaman zaman terapiste hem öfke duyup hem de onu idealize edebilirler.
Stj. Psk. Cemre Baytok