Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bundan memnun olduğunuzu varsayacağız.
0 yorumlar admin

  Sosyal medyada psikologların ve psikiyatrilerin (evet onların da) sürekli olarak özlü söz, aforizma, alıntı paylaşması herkesin ilgisini çekmiştir. Bu tür içerikler halkımızın oldukça beğenisini kazanırken psikolog meslektaşlarımızın pek tabii tepkisini çekiyor. Bu tepkilerin ve eleştirilerin birçok sebebi var. Ki çoğu eleştiri de ilk bakışta gayet haklı gibi görünüyor. 

  Psikologlar neden özlü söz paylaşıyor sorunu yanıtlamadan önce, neden diğer psikolog ve psikoloji öğrencileri bu duruma tepki gösteriyor ilk olarak ona bakmak lazım. Öncelikle mesleki itibar çerçevesinden bakılırsa her türlü olumsuzluğa rağmen sürdürülmeye çalışan “cool” imajla çelişen bir görüntü çıkıyor ortaya. Sen daha müspet, daha laboratuvar temelli bir doğa ilmi olmaya çalıştıkça, seninle aynı unvanı paylaşan birileri Mesnevi’den alıntılar yaparak kaçmaya çalıştığın “spiritüalist” imajı inatla üstüne giydiriyor. Bu aforizmalar ruhani içerikte olmasa bile psikolojinin bir bilim olarak “edebiyata, aforizmaya” indirgenmesi de ortaya hoş bir tablo çıkartmıyor.

  Ama genel kitle bu konuda psikoloji camiayla hemfikir değil gibi görünüyor. Alınan etkileşime bakacak olursak, alan dışı sosyal medya kullanıcılarının aforizmaları sevdiği açık bir şekilde görünüyor. İnsanlar açık, net ve kısa içerikleri sever. Bu bize özgü bir durum değil. Diğer kültürlerde de durum benzer görünüyor. Batılı terapistlerin sosyal medya hesaplarını kurcaladığımızda onların da bizden pek bir farkı yok gibi görünüyor. 

  Birçok kanaat ve fikir önderi şair olan (Nihal Atsız, Necip Fazıl Kısakürek) toplumumuzdan da aksi pek beklenemezdi. Facebook’un ilk çıktığı günlerde Nejat İşler, Hz. Ali, Can Yücel özlü söz sayfaları çok büyük beğeniler alır ve geniş kitleler elde ederlerdi.

Psikologlar Nasıl Bu Kervana Katıldı?

  Sosyal medyada (özellikle İnstagram’da) ayakta kalmak, etkileşim almak, belirli bir kitle elde etmek dışarıdan görüldüğü kadar kolay bir iş değil. Instagram gibi platformlar “sen benim sırtımı ne kadar kaşırsan ben de senin sırtını o kadar kaşırım” algoritması üzerine kurulu. Sen ne kadar içerik girer, hikâye paylaşır, sponsorlu reklam verirsen (yani insanları uygulamanın içerisinde ne kadar tutarsan) seni o kadar öne çıkarıyor, “keşfet” denilen alana düşme imkânı sağlıyor. Örneğin psikolojik destek ihtiyacı olan bir kişi  “İstanbul psikolog” olarak aratınca algoritma daha evvel kendisine sponsorlu reklam veren, bol bol paylaşım yapan kişiyi ön plana çıkarıyor.

  Psikoloji rekabetin yüksek olduğu bir alan. Aslına bakılırsa birçok meslek grubu için bu durum böyle. Türkiye (Vehbi Koç’un deyimiyle) maksimum 50 milyon nüfusu kaldırabilecek yapıda bir ülkeydi. Doğal olarak kaynağın az, nüfusun çok olduğu yerde her sektör kurtlar sofrasına dönüşüyor. Meslektaşlarımızın da doğal olarak bu kurtlar sofrasında ayakta kalabilmesi için sosyal medyada tutunabilmesi önemli. 

  Doktorlardan tut butiklere kadar herkes ekmeğini sosyal medyan kazanıyor. Sosyal medyada ayakta kalmak için de mecburen çeşitli kurslar, eğitimler ya da danışmanlıklar alınıyor. O kurslarda ve fahiş fiyatlara satılan danışmanlıklarda çok klişe bilgiler verilir ve hepsi para tuzağıdır. Üç aşağı beş yukarı verecekleri tavsiyeleri size bir önceki satırda hali hazırda verdim. Bol bol içerik, bol bol etiket, etkileşim, video, reels… Tabii içerik üretmek kolay iş değil. Sen “efendim günde 3 post, 5 hikâye, en az 1 reels atman lazım” diye kişiye nasihat verdiğinde senden eğitim alan kişiler de doğal olarak “peki nasıl bulacağım bu kadar çok içeriği?” diye soracaklar. Evet, tam olarak burada özlü sözler devreye giriyor.

  Instagram’da özlü söz paylaşan emlakçı, kafeci, plastik cerrah, masör, çiğ köfteci, galerici, meyhaneci hesaplarının sebebi onların da bu “sosyal medyayı daha efektif kullanarak gelirini ve müşteri portföyü arttırmak ister misin?” eğitimlerini almalarıdır. E pek tabii psikologlar da bu eğitimleri alıyorlar. Ama psikologların diğer meslek gruplarına kıyasla bu konuda büyük bir avantajları var. Psikoloji mesleği alıntı yapmaya çok müsait. 

  Sosyal medyaya içerik üretmek zor ve sıkıcı bir iş. Bunu kolaya çeviren etmenlerden biri de özlü sözler gibi hızlı postlar. Instagram en çok ziyaret edilen sosyal medya sitesi olmasına rağmen insanlar bu sitede çok az zaman geçiriyorlar. Her ne kadar “reels” aparatıyla bu işi çözmüş gibi görünse de kullanıcılar uygulamanın akışında çok az vakit geçiriyorlar. Kimse İnstagram’a uzun uzun yazılar, bilimsel makaleler okumaya gelmiyor. Devir hız devri. Tahammül seviyemiz çok düşük, sabrımız yok. Dikkatimizi uzun süreli işlere veremiyoruz. Bu sebepledir ki artık uzun videolar yerine TikTok, Reels tarzı 1 dakikayı geçmeyen içerikler daha revaçta.

 

Taylan Baran Reçber

Fikirleriniz Bizim İçin Önemlidir

* Gerekli alan